Bana, heyecanımı geri veren bir adam var.

37. senemi, birkaç hafta içinde uğurlamaya hazırlanıyorum ve her sene olduğu gibi bu sene de geçtiğimiz on iki ayın muhasebesini yaptım. Açıkça görülüyor ki -yine- bir sürü insanla tanışmışım, birçoğuyla yollarım ayrılmış, birçok sevincim ve üzüntüm olmuş, çok fazla okumuşum, binlerce kilometre yol yapmışım vs.
2019’un bana yaşattıklarını uzun uzun anlatmak istemiyorum çünkü konumuz bu değil.

Konumuz, yeniden filizlenen bir duygum (heyecan) ve bunun kaynağı (Adamım Hakan).
2019 boyunca ruhumu ve aciz benliğimi en çok heyecanlandıran insan, Adamım oldu.
11 yaşına yeni girmiş, acayip yakışıklı, zeki, en az bir rock yıldızı kadar havalı ve anlatacak bir sürü aşırı heyecanlı hikayesi olan bir adamdan bahsediyorum. (Evet, siz de heyecanlandınız, biliyorum ve size hak veriyorum.)

Pekâlâ… Takdir edersiniz ki insan ırkına ve onların, pusetlerdeki ya da yollardaki minik yavrularına karşı önlenemez bir sevgim ve sempatim yok ama bu adamda vazgeçemediğim bir olay var: Teyzelik güdülerim sayesinde harekete geçen iflah olmaz bir heyecan ve gurur.
Bu heyecanlı durumların, mazide kaldığını düşünerek bayağı yanılmışım; bunu, adamımın sınıfındakileri, sınav notlarını ya da dini hikayelerini dinlerken heyecanlanınca fark ettim (hayır, anlattıklarından heyecanlanmıyorum; ben, adamımın heyecanlanmasından heyecanlanıyorum. Enerji-sinerji döngüsü de diyebiliriz ki böyle deyince çok daha havalı oluyor).

Muhteşem bir teyze olduğumu iddia edemem çünkü Adamımın annesi -canım- Handeciğim (selam tatlım)ve babası -sevgili- Sinan (merhaba Sinancığım), bana oranla çok daha makul ve sakinler; onlardan sürekli bir şeyler öğreniyorum ve ne kadar çabalasam da onlar kadar şahane olamayacağımı biliyorum ama bildiğim bir şey var ki -süpersonik bir teyze olarak- Adamım için yapamayacağım bir şey yok. Bu inanç ve öz güven sayesinde kendimle ilgili farklı huy ve tavırları da keşfettim ama şimdi bunları ifşa etmenin gereği yok.

Adamımla ilgili hayaller de kuruyorum tabii ki… Mesela Türkçe konusunda bir duayen olması, NASA’dakilere fizik seminerleri vermesi, kedi evleri için tasarımlar yapması, masa tenisinde dünya şampiyonu olması vs.
Yok, hayır, tamamen uydurdum. Esasında adamımla ilgili kurduğum tek hayal; her zaman böyle orijinal, heyecanlı, özgür, analitik ve havalı olması. Gerisi, zaten Adamımın istemesiyle olacak şeyler… NASA düşünsün, benim bu konuyu irdelemek için zamanım yok.

-Benim gibi- çocuk sahibi olmamış, etrafında küçük bir çocuk kalmamış ya da çocuklarla iletişim kurmayı unutmuş herkese tek bir önerim olacak (önerimi beğenmeyen geri versin):
Gidin ve küçük bir insan sayesinde unutulmuş heyecanları, umutları ve küçük ama şahane hayalleri hatırlayın. Onunla zaman geçirin ve sıkıcı dünyanızı biraz renklendirin.

Gitmeden önce Adamım’a teşekkür etmek istiyorum. Sayesinde kutsanan ruhum ve O’nunla geçireceğim daha nice yıllar adına… Çok teşekkür ederim.

Daha fazla duygulanmasam iyi olacak.

Şimdilik bu kadar yeter.

tags

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir